Hayata Dair Tes.
Proje Mühendis.
Aşkın 50 kuralı
Evli ErkeÄŸin E.
Kısık Gözlü.
Daha Saglikli b.
Yeni komplo teo.
Depremde hayatÄ.
Sakın Unutmayın!
"Güven" çok i.
OlgunlaÅŸmak
Deniz Fenerinin.
Kadının ve Er.
Yabancılar kı.
Zihin JimnastiÄŸi
Çok geç olmad.
...
Sık Sorulan Sorular
Download
İzle Öğren
Eğitim Videoları
AutoCAD Videoları
3ds Max Videoları
AutoCAD Kursu Ders Videoları
AutoCAD Kursu 2 Boyut Dersleri
AutoCAD Kursu 3 Boyut Dersleri
Proje Dökümanları
Çizimler
Mimari Çizimler
Elektrik
DoÄŸalgaz
Harita Çizimleri
Tesisat
Ferforje
Makine
3 Boyut
3ds Max
ArchiCAD
Solidworks
Diğer Çizimler
Lispler
Menüler
Fontlar
FreeMUST
Eğitim Dökümanları
Genel Kategori
Çizim Programları
IES Dökümanları
AutoCAD
AutoLISP
Konu Anlatımları
Örnek Lispler
Sürümler
Menüler
DWF Dosyaları
Programlama
AutoCAD Püfleri
EÄŸitim
AutoCAD EÄŸitimi
Karma 3 Boyut Dersleri
Adım Adım AutoCAD Eğitimi
01.Bölüm
02.Bölüm
03.Bölüm
04.Bölüm
05.Bölüm
06.Bölüm
07.Bölüm
08.Bölüm
09.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
Uygulamalar
Adım Adım 3 Boyut Eğitimi
Kariyer
3ds Max
Attribute lar
- aLd Fonksiyonu
- TCad Metraj
- FacadeCAD
- Cephe Kot
- HQ Library
- FreeMUST
- ALS/Pasdoc.A
- Excele Tablo Aktaran Lisp
- Nokta Koordinat Tablosu
- Plana İç Ölçü Verme
- Toplam Alanı Yazan Lisp
- Alan ve Çevre Yazan Lisp
- Koordinat, Alan ve Çevre Tablo Halinde Yazma
- AutoCAD'de Nokta Dökümü
- Hava Kanalı Metraj Fonksiyonu
- Boru Metrajı Fonksiyonu
- OptiCAD
- Özel Çizgi Tipi Oluşturmak
- AutoCAD te Koni Açılımı Nasıl Yapılır?
- PolyLine & Point Objelerinden Aplikasyon Çizelgesi
- Z değerini sıfırlama
- AutoCAD te Polyline üzerine uzunluk yazdırma
- Sıralı numaralandırma
- Yazı içindeki sayıları toplama
- Karmaşık Path ile Loft Uygulaması
- Çoklu Fillet Fonksiyonu
- Ölçekli Türk Bayrağı çizen lisp
- Duvar-Lento-Kapı-Pencere Metraj Programı
Bor Madeni
admin - 01.12.2006 22:35
Yazar: Nuri Enes ÖLÇEN
Tarih: 2001
Tür: Tez
Kurum: Uludağ Üniversitesi Makine Müh.
BOR
AMAÇ
Bor, Türkiye'nin coğrafi konumu kadar büyük bir öneme sahip, stratejik bir kaynaktır. Arap ülkelerinin petrolü, Rusya'nın doğalgazı onlar için ne ifade ediyorsa, bor da Türkiye için aynı anlama gelmektedir. Bor madeni nedir? Türkiye için neden bu kadar önemlidir?Bu yazımızda bu konular üzerinde duracağız.
GÄ°RÄ°Åž
BOR madeni ilk bakışta beyaz bir kayayı andırıyor. Çok sert ve ısıya dayanıklı. Doğada serbest bir element olarak değil, tuz şeklinde bulunuyor. Ülkemizde bulunan 'bor'un kalitesi de diğerlerine oranla daha yüksek. Toprağın 40 metre altında bulunan borun işlenmesi de, diğer elementlerle az karıştığı için kolay. Bor, periyodik sistemin üçüncü grubunun başında yer alan bir elementtir. Bu gurubun diğer üyeleri metal olmasına karşın Bor ametal sayılmaktadır.
Ancak, diğer elementlere olan yüksek kimyasal ilgisi nedeniyle doğada serbest halde bulunmayan bor'un meydana getirdiği minerallerin, çok eski tarihlerden beri tanındığı ve kullanıldığı bilinmektedir. En yaygın bor bileşikleri; borik asit ve bor'un sodyum, kalsiyum ve magnezyum ile meydana getirdiği bileşiklerdir.
BORUN TARİHÇESİ
Bor'un en çok kullanılan türü olan Boraks binlerce yıldan beri bilinmektedir Mısırlılar ve Mezopotamya Uygarlıklarının, bazı hastalıkların tedavisi ve ölülerin mumyalanmasında, Çinlilerin porselenlerinin cilalanmasında, Babillilerin kıymetli metallerinin ergitilmesinde boraks kullandıkları bilinmektedir.
Modern bor endüstrisi ise 13. yy.'da boraksın Marco polo tarafından Tibet'den Avrupa'ya getirilmesiyle başlamıştır. 1771 yılında, İtalya'nın Tuscani bölgesindeki sıcak su kaynaklarında Sassolit bulunduğu anlaşılmış, 1852' de Şili'de endüstriyel anlamda ilk boraks madenciliği başlamıştır. Nevada, California, Caliko Mountain ve Kramer yöresindeki yatakların bulunarak işletilmeye alınmasıyla ABD Dünya bor gereksinimini karşılayan birinci ülke haline gelmiştir. Türkiye' de ilk işletmenin, 1861 yılında çıkartılan "Maadin Nizannamesi" uyarınca 1865 yılında bir Fransız şirketine İşletme imtiyazı verilmesiyle, başladığı bilinmektedir.
1950 yılında Bigadiç ve 1952 yılında Mustafa Kemal Paşa yöresindeki kolemanit yatakları bulunmuştur. 1956 yılında Kütahya Emet Kolemanit. 1961 yılında Eskişehir Kırka Boraks yataklarının bulunması ve işletilmeye başlatılmasıyla Türkiye, dünya bor üretimi içinde 1955 yıllarında %3 olan payını 1962 de %15 , 1977 de %39 düzeyine yükselmiş ve giderek artan üretimi nedeniyle de günümüzde ABD'nin en önemli rakibi haline gelmiştir.
BOR'UN KULLANIM ALANLARI
Roket yakıtından, diş macununa kadar her alanda kullanılan bor, sanayinin tuzu olarak adlandırılabilir. İşte 400'den fazla üründe "olmazsa olmaz" denilen borun hayatımızdaki yeri:
Borcamlarda kulanılan bor, motor yağlarında ve çelik jantlarda da kullanılıyor. Ayrıca araba boyalarının içine katılan bor, parlaklığı ve kolay çizilmemeyi sağlıyor. Lastiklerin içindeki çelik teller de borla güçlendiriliyor. Bilgisayarlar, cep telefonları, walkmenler bugün bu kadar küçükse, bunu 'bor'a borçlu. Çünkü bilginin akışını sağlayan ince optik lifler, bor almadan sağlam olamıyor. Tarım ilaçlarında da bor var. Yalnız, çok kullanılırsa öldürüyor, dozunda olursa verimi artıran gübre oluşuyor. Bisküvi, pasta gibi gıda ürünlerinin yapıldığı kalıplarda da bor kullanılıyor. Eğer bor olmasaydı, kalıplar yüksek ısıya dayanmayacaktı. Ahşap ürünler, uzun ömürlü ve bozulmadan kalabilmeleri için, bor bulunan bir madde ile işleme tabi tutuluyor. Seramik sanayiinde; fayansların parlaklığı ve sertliği bor sayesinde oluyor. Porselen tabaklar da bor sayesinde var. Çamaşırları beyaz yapan aslında bor. Ateşe dayanıklı olduğu için yanmaz kumaş üretiminde de kullanılıyor. Tıp ve ilaç sanayiinde; diş macunlarında, yanık ve yara kremlerinde de bor var. Losyonlarda ve kremlerde de bor olduğunu unutmayın. Y Yakıt sanayii; borun en değerli olduğu sektör bu. Çünkü borlu yakıtlar itme güçlerinin fazlalığından dolayı, roket, füze ve savaş uçaklarında kullanılıyor. Çok yakın bir gelecekte borlu yakıtların, diğer motorlarda da kullanılacağı söyleniyor. Bu durumda borun önemi bir kat daha artıyor. Amerikalılar'ın havada infilak eden uzay mekiği Challenger'in sağlam kalan tek parçası, Türk borundan yapılan baş kısmı. Bu bile, Türkiye'nin elindeki gücün kanıtı.
Bor o kadar değerli ki, yakın gelecekte zenginliğin simgesi olacağı söyleniyor. Türkiye'nin elindeki bor rezervi, tüm dünyanın bor ihtiyacını tek başına 400 yıl karşılayacak düzeyde... Ama biz Türkler'in bundan haberi yok!.. Bu zengin maden, adeta ders kitaplarında saklanmış kalmış... Bor üzerinde çalışan uzmanların çoğunluğu, madenlerin özelleştirilmesine karşı. Çünkü bu denli zengin yatakların başka devletlerin kontrolüne geçmesini istemiyorlar... Bazı uzmanların dediğine göre, Amerikalılar, ülkelerindeki bor madenlerini kapatıp, Türkiye'den alım yapmaya başlamış. Çünkü Türk boru, hem kaliteli hem çok daha ucuz...
Dünyada bor mineral ve bileşiklerini tüketen sanayi dalları toplam B203 tonajı bazında aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
A) Cam sanayi (Isıya dayanıklı cam ve elyaf imali)
B) Seramik sanayi (Emaye, Frit ve Sır imali)
C) Temizleme ve beyazlatma (Deterjan) sanayi
D) Yanmayı önleyici maddeler
E) Tarım (Gübre ve zirai ilaç yapımı)
F) Metallurji (Ergimeyi hızlandırıcı ve çeliğin sertleştirilmesi)
G) Nükleer uygulama (Atom reaktörlerinde)
H) Diğer kullanım alanları (Dericilik , fotoğrafçılık, ilaç).
Bor mineral ve bileşiklerinin ülkemiz içinde kullanılması çok kısıtlıdır. Kırka (Eskişehir) ve Bandırma (Balıkesir) de yer alan tesislerde bor cevherleri rafine ürünlere dönüştürülmektedir.
TÜRKİYE BOR MADENCİLİĞİ
Türkiye'de bilinen başlıca borat yatakları Batı Anadolu'da yer almakta ve bu yataklar dünya rezervinin % 60-70'ine sahip bulunmaktadır.
Türkiye rezervinin % 37'si Bigadiç, % 34 Emet, % 28'i Kırka ve % l Kestelek bölgesinde bunmaktadır.
Bigadiç işletmesinde başlıca bor mineralleri kolemanit ve üleksit' tir. Boratlar 1-8 m. Kalınlıkta tabakalar halinde killer arasında yer alırlar. Kapalı ve açık ocaklardan üretilen tüvenan cevherler 600.000 ton/yıl tüvenan cevher yıkama kapasiteli konsantratörde zenginleştirilecek, 25-125 mm, 3-25 mm ve O, 2-3 mm kolemanit konsantreleri ile 3-125 mm ve O, 2-3 mm üleksit konsantreleri elde edilir.
ETİBANK BİGADİÇ MADENLERİ İŞLETMELERİ MÜESSESELERİ M MÜDÜRLÜĞÜ
Bigadiç yöresinde bor yataklarının bulunuşu 1950 yılında , Muharrem GİRGlN isimli amatör madencinin topladığının kolemanit olduğunun anlaşılmasıyla mümkün olmuştur. Aramaların başlamasıyla hızla gelişen bölgede dört Türk ve bir Fransız şirketleri tarafından kısa sürede 17 adet ocak açılmıştır.
Müessese Müdürlüğü Balıkesir iline bağlı Bigadiç ilçesi 12 km kuzeydoğusunda Osmanca köyü mevkiinde kuruludur. İdari tesisler ve Konsantratör tesisi burada yer almakta olup, halen tüvenan cevher üretim faliyetlerinin sürdürüldüğü Simav kapalı ocağı 2,5 km Acep Açık ocağı 3 km, Günevi Açık ocağı 8 km ve Arkagünevi Kapalı ocağı merkez tesislerine 8 km uzaklıktadır.
Müessese personeli için sosyal tesisler olarak Bigadiç ilçe yakınında 64 lojmanı , misafirhanesi ve lokali vardır.
BİGADİÇ BÖLGESİ BOR REZERVİ
Bigadiç bor yatakları rezerv bakımından Türkiye' nin en önemli yataklarıdır. Yörede Etibank'ın faaliyete başlattığı 1976 yılında 30 milyon ton olarak bilinen toplam rezerv bölgede gerçekleştirilen toplam derinliği 65419 metre olan 512 adet sondaj çalışması sonunda bulunanların ilavesi ile 630 milyon ton düzeyine yükseltilmiştir.
ARAÅžTIRMA
Bor Stratejik Maden miydi?
Soğuk savaşın en uç noktası olan 1950 yılında, yüksek enerji yakıtı ile çalışacak uzun menzilli savaş başlıkları taşıyan ABD füzelerinde bor yakıtı kullanılması düşünüldü.
1951 Yılında bor madenleri ve bileşikleri "stratejik madde" olarak nitelendirilerek, ihracatta kontrole tabi tutuldu.
ABD'nde 1953 yılında "Zip" projesi uygulamaya kondu. Yakıt üretimi için sekiz fabrika kuruldu.
1957 Yılında Yakal Borasit AÅž'den DoÄŸu Almanya'ya kolemanit götüren gemi NATO tarafından Çanakkale'de durduruldu. O yıl Türkiye’yi ve Ayrupa ülkelerini de içine alacak ÅŸekilde, ABD ile bir anlaÅŸma yapılarak, demir perde ülkelerine bor satışlarına izin verilmedi.
1957 Yılında ABD yönetimi, Amerika dışındaki bor madenleri için stratejik bir stok oluÅŸturmaya karar verdi. Türkiye'den 1957 - 1959 yılları arasında, ABD Sümerbank’a gönderdiÄŸi yün karşılığında, toplam 68.000 ton bor madeni alarak ABD’de depolandı.
Rusların roketlerinde yakıt olarak bor kullanmadığı öğrenilince 1959 yılında "Zip" projesi durduruldu.
Bu proje sonuna kadar ABD, Türkiye'den aldığı stokların sadece 5 tonunu kullandı. Gerisi on yıl daha stokta kaldı, hatta üzerlerinde aÄŸaç bitti ve sonunda US Borax'a devredildi. Bu proje sona erdirilene kadar, yalnız Malta (New York)’taki fabrika için 1 milyar dolar harcandı.
Bu sıralarda NATO,Türkiye’den VarÅŸova Paktı ülkelerine yapılacak bor madeni ihracatlarını yıllık 7500 tonla sınırlamıştı. 1962 yılında kota 30.000 tona çıkarıldıysa da, bor madenleri 1963 yılında NATO’nun stratejik maddeler listesinden tamamen çıkarıldı.
1968 Yılında Sanayi Bakanı olan Fethi Çelikbaş, o sıralardaki bir basın toplantısında, bor madenlerinin NATO'nun stratejik maddeler listesinden çıkması için 1963 yılında nasıl mücadele ettiğini anlatıyordu. Türkiye'nin bor madeni ihracatı 1967 de 200 bin tona çıktığı halde sadece Polonya 12 bin ton bor madeni satın aldı. 1966 Yılında Bandırma'daki ilk boraks fabrikası, Polonyalılara yaptırıldı. Fabrikanın bedeli Polonya'ya kolemanit olarak ödendi
Bor Stratejik Maden
Yakın bir gelecekte şu anda motorlu araçlarda kullanılan petrolün (benzin, mazot) alternatifi "bor" madeni olacağını bilim adamları ifade etmektedir. Dünyanın 400 yıllık ihtiyacını tek başına karşılayacak 2.5 milyar tonluk bor madeni ülkemizde mevcuttur. CIA ve ABD'nin Ortadoğu Araştırmalar Enstitüsünün hazırladığı "Bor Raporu"na göre dünya bor rezervlerinin yüzde 70'i Türkiye'dedir. Bor bir nevi Türkiye'nin petrolü ve doğalgazıdır. Ve ETİ Bor bürokratik hantallığına rağmen 2000 yılında kâr eden KİT'lerin 6'ncı sırasında yer alarak, 150 milyon dolar kâr sağlamıştır. Verimli bir çalışma ile bunun 1 milyar dolara çıkacağını uzmanlar söylemektedir. ETİ Bor'un rakibi olan U.S.Borax, ABD şirketidir. Kaldı ki Türkiye 'bor'un tonunu iç piyasada 230 dolara satarken; dış ülkelere 141 dolardan ihraç etmektedir. Dünya pazarının yüzde 88 bor ihtiyacını, Türkiye karşılamaktadır. Bor madeninde Türkiye tekel ülkedir. ABD 'bor'a gözünü dikmiştir. Bor madenlerinin değeri 900 milyar dolaradır.
Kamuoyu, dünyadaki bor rezervinin yüzde 70'ten fazlasının Türkiye'de olduğunu ve en az 2.5 milyar ton bora sahip olduğumuzu ve bunun ise dünya piyasa değerlerine göre 1 trilyon dolar olduğunu, Türkiye'deki borun dünyanın 350 yıllık ihtiyacını karşılayabileceğini ve sanayide en az 450 maddede kullanıldığını ilk defa öğrenmişlerdir.
Bor 1978 yılında devletleştirilmiş olup; bunu işleten Eti- Bor kâr etmekte ise de, verimli değildir. İstenildiği takdirde bu kârı en az 5 misline yani 1 milyar dolara çıkarmak mümkündür. Elbette borun özelleştirilmesi maskesi altında (şimdiden tespit edilen) muhtemelen ABD şirketlerine ölü eşek fiyatına satılmasına karşıyız. Ama devlet dövize ihtiyaç duyduğu bu kriz döneminde borun mümkün olan kârını neden 1 milyar dolara çıkarmıyor? Bunu engelleyen güçler kimlerdir. Dünya bor piyasasında büyük gelir sağlayan uluslararası şirketler, bu gelirini Türkiye'den bor alarak yapmaktadırlar. Bor kamulaştırılmadan önce gelir 50 milyon dolar idi. Bugün 300 milyon ise de, uzmanlara göre bu gelirin 1.5 milyar dolara çıkarılması mümkündür.
Deterjan sanayiinden kullanılan "sodyum perborat"ı ithal etmekteyiz. Bu ise Türkiye'nin ucuza sattığı tinkal ve perborattan yapılır. Hammaddeyi ucuza satıp sodyum perboratı fahiş fiyata alıyoruz. AB ülkeleri kazanıyor. Avrupa'ya hammaddeyi 140 dolara satıyoruz. 667 dolar fazlası ile 817 dolara satın alıyoruz. Yıllık kaybımız 150 milyon dolardır. Yani bordan kazanılan 300 milyon doların yarısı sadece deterjan sanayiinde kullanılan (sodyum perborat)'a gidiyor. ABD ve AB, Türkiye'yi bir bor deposu olarak görmektedir. İç piyasada 250 dolar olan boru dışarıda 140 dolara satıyoruz. Dünya piyasasında satılan borun yüzde 88'i Türk malıdır. Ama kazanan ABD'li firmalardır. TEKEL, ABD'nindir. Bor madeninin Türkiye'de işlenmesini önlemek için iç piyasada 250 dolara satılıyor ve sanayici boru işleyemiyor.
SONUÇ
GENEL DEGERLENDIRME VE ÖNERILER
1-Bor ve ferrokrom tesislerinin kurulusunda Batı'lıların nasıl yaklaştığını belirtmiştik. Birçok oyalama ve zorluğa rağmen tesisler kurulmuştur. Ayni durum trona için de geçerlidir. Her zaman bor tuzları Batı'nın gündeminde olmuştur. Dünya bor rezervlerinin %70 ine sahip olan Türkiye, dünya pazarının da %35 ini kontrol etmektedir. Bor üretimini ve pazarlamasını tek elde tutan ülkemiz önemli avantajlar elde etmiştir. Ancak, Bati her yönüyle cazip olan bu kaynağa karsı isteklerini sürdürmektedir. "Bu nedenle 1986 yılında Morgan Bank'ın hazırladığı Özelleştirme Master Planında Etibank için holding modeli öngörülmüş, bor ve krom gibi yüksek karlı isletmelerin satış listesine alınması önerilmiştir".
2-Doğal kaynaklarımızın iyi değerlendirilmesinin gerekliliğini tekrarlamak isteriz. Bir ülkenin doğal kaynaklara sahip olması çok önemlidir. Ancak bu kaynakları nasıl kullandığınız, nasıl değerlendirdiğiniz de en az o kadar önemlidir. Dünyada çok zengin kaynaklara sahip olan ülkeler, hala geri kalmışlık kategorisinde yer almaktadır.
3-Bor, Türkiye için çok önemli doğal kaynaktır. Bu kaynağı ülke menfaatleri doğrultusunda değerlendirmek, nihai bor türevlerinin üretimini gerçekleştirmek ve birilerine peşkeş çektirmemek hepimizin görevidir.
4-Etibank, madencilik sektörünün geçmişte lokomotifi olmuştur. Günümüzde de bu özelliğini sürdürmelidir. Bor türevleri, Seydişehir Alüminyum ,Yüzüncü Yıl Gümüş Tesisleri'nin kapasite artırımı ve yenileme projeleri biran önce hayata geçirilmelidir.
5-Yıllardır savsaklanan Batili Tekellerin oyuncağı haline gelen Trona yatağının da zaman geçirilmeden isletmeye alınması ülke menfaatinedir. Birilerinin isteğine bırakılırsa bir yirmi yıl daha hiçbir şey yapılmadan geçirilecektir.
6-Türkiye sanayileşmesini tamamlayamadığından, nihai ürünün eldesini sağlayacak teknolojileri de gerçekleştirememiştir. Gelecekte ihtiyacımız olacak cevherleri, bugün, hammadde olarak ihraç ettiğimiz bir gerçektir. Hammadde ihracı ile yeterli katma değer sağlanamaz. Katma değerin yurt içinde kalması için Ar-Ge'ye ve teknolojik yatırımlara önem verilmelidir.
7- 21.yüzyıla girerken, maden isçisi asgari ücretle, mühendisler ise komik ücretlerle bu sektörde çalışmaktadır. Birçok alanda mühendisin önemini hala kavrayamamış sözde madenciler mevcuttur.
8-Hala ülkemizde teknik ve teknolojik gelişmelerden uzak üretim gerçekleştiriliyor. 1 m2 kesitli kuyudan, hem isçi, hem de cevher çıkarılmakta. Kova içinde çıkrık yardımıyla insan, malzeme ve cevher nakli yapılmaktadır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Hem düşündüren hem de utanılacak bir manzara.
9-Enerji üretiminde öncelikle öz kaynaklarımızın değerlendirilmesi gerekir. Bazı kolaylıklar nedeniyle ithalat cazip gelebilir, ancak bu durum ülkeye uzun vadede bir şey kazandırmaz.
10-Madencilik sektöründeki KÄ°T’lerin bugün çeÅŸitli nedenlerle içine düşürüldükleri durumdan biran önce çıkarılmaları gerekmektedir. Yapılmayan yatırımlar nedeniyle meydana gelen teknolojik sorunların çözümü ve politik baskılar sonucu bozulan çalışma barisin yeniden saÄŸlanması zorunludur. Özerk bir yapının oluÅŸturulması, çalışanların örgütleri aracılığı ile yönetimin erkinde temsil edilmeleri ve kamu kuruluÅŸları, politik baskılardan uzak, verimlilik ilkesi çerçevesinde yeniden yapılandırılmalıdır.
11-Madencilik ve çevre dengesi ülkenin gerçeklerine göre ele alınmalı, "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olarak" slogancı bir anlayışla her şeye karsı çıkmak hiç kimseye birsek kazandırmaz. Bilimsel verilerin ışığında, ekolojik dengeyi bozmadan gereken her türlü önlem alınarak üretim gerçekleştirilmelidir.
12-Maden armacılığı konusunda 1980'lerden beri izlenen politikalar iflas etmiştir. Bugün, Ülkemizin doğal kaynaklarının yeterli düzeyde aranmadığını söyleyebiliriz. Maden aramacılığını bir altyapı hizmeti olarak görüyoruz. MTA yeniden yapılandırılmalı, her yönüyle ele alınmalı ve içine düşürüldüğü olumsuzluklardan kurtarılmalıdır.
13-Madencilik sektörü genellikle günlük politikalarla yönetilmiştir. Sağlıklı bir devlet politikası belirlendiği söylenemez. Gelişmiş ülkeler madenlerin temini konusunda uzun vadeli politikalar oluşturmuşlardır. Dünya hammadde kaynakları sinirlidir. Türkiye mevcut kaynaklarını çok iyi değerlendirmelidir. Gelecekle ilgili politikaları saptamalıdır. Sanayileşmiş bir Türkiye bugün tükettiği cevher miktarının 4-5 katini tüketecektir. Hammaddenin, ne kadarını öz kaynaklardan, ne kadarını ithal yoluyla karşılayacaktır. Madencilik sektöründe uzun erimli politikalar ve stratejiler oluşturmalıdır.
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Güven Önal'a göre "BOR=REFAH"tır.Bor madenleri ülkemizin bağımsızlığı kadar önemlidir. Uyanık ve şuurlu olmaya mecburuz.Bu konunun önemini anlayalım etrafımıza anlatalım.
KAYNAKLAR
1-Mustafa Necati Özfatura [Türkiye Gazetesi Dış Politika yazarı]
5 Nisan‘01–12 Nisan‘01-17 Nisan‘01-2 Mayıs‘01-11 Mayıs’01 tarihli yazıları.
2-28 Ocak 1999 tarihli Maden Mühendisleri Odası açıklaması:
Linkleri görebilmek için ÜYE olmalısınız.
3-Bigadiç web sitesi
Linkleri görebilmek için ÜYE olmalısınız.
4-Borltd :
Linkleri görebilmek için ÜYE olmalısınız.
5-TBMM Tutanak Müdürlüğü :
Linkleri görebilmek için ÜYE olmalısınız.
Yazar: Nuri Enes ÖLÇEN
İçerik: Hakan Beyaz (internet)
Tag: Bor Madeninin Enerji Alanındaki Önemi
bende bir üniversite öğrencisi olarak üzülüyorum bu konuya.sanıyorum ki bir gün ona ihtiyaç çok artacak ve bizden önce başkaları bu konularda araştırma geliştirme yapacak ve sınıfta kalıcaz.devletimiz üniversitelerle araştırma geliştirme faailiyetlerini birlikte yapmaya şirket üniversite arasındaki bağların geliştirilmesi için çalışırsa da biz yapamazsak o gün biz suçluyuz ama şuan yapabileceğimiz fazlada bişey yok arkadaşlar.o yüzden geleceğin devlet yöneticileri olcak olan bizlere görev düşüyor.inşallah gelecek nesil ve biz gerekenleri yaparız ve ülkemizi kalkındırır dışarıya muhtaç olmadan muhtaç olunan bi yer haline getiririz.
ülkemiz için çok ama çok büyük bir kayıp bor madenlerini tam kapasiteyle işletememiz. umarım devlet büyüklerimiz bir an önce uyanır ve ülke zenginlilerimize sahip çıkarlar.
sedece bu ulkenın egemenligi sadece canakkalede kazamılmıs ve sadece övunecek isisimsiz kahraman larımız varmıs. bildigimiz bu ya bılmeden (KAYBETTIKLERIMIZ) ?
ovunurken bız ya bıze gulenler haklılar biz sadece CANAKKALE 'de yani cephede kazanmısız ya bizimbildiğimiz ne cevherlerimiz var işletemediğimiz kaybolan mıllı servete mı yoksa BİLİME'mi yanalım ?????
ben bir üniversite öğrencisi olarak bu konu beni yürekten yaralıyor.böyle bir madenin hakettiği değeri neden vermiyoruz anlayamıyorum. bu ülkenin siyasi iktidar kavgalarından uzaklaşıp artık milli bie politikaya sahip olması gerekiyor.bu ülke bahsi geçen amperyalist ülkelerden tek vücut olarak kurtulmuştur artık bu ülke vatandaşlarının ayrılıkçı ve çağ dışı düşüncelerden kurtulup ulusalcı düşünceye sahip olması gerekiyor.